29 Ocak 2012 Pazar


Bal üretiminin başat aktörleri olan Bal arıları sosyal böcekler olarak adlandırılmaktadır. Koloni şeklinde sosyal yaşantılarını oluştururlar ve aralarında tam anlamıyla profesyonelleşmiş iş bölümü vardır. Ana arı olarak adlandırılan Kraliçe arı, yaklaşık yüz, ikiyüz erkek arı ve 10 ile 80 bin arasında sayıları değişen işçi arılardan oluşan koloni deyim yerindeyse tam kapasite çalışan bir fabrika gibidir. Birbirlerine çıplak gözle ayırt edilemeyecek kadar benzemektedirler. Kendi aralarında geliştirdikleri yöntemlerle (Ana Arı’dan aldıkları salgılar ile)  birbirlerini ayırt etmektedirler. Hatta yabancı bir arının aralarına girmesi durumunda hemen fark edip, onu koloni dışına atmaktadırlar. Eğer yabancı arı gitmemekte ısrarcı ise onu öldürmektedirler.
Bal, arılar tarafından çiçeklerden toplanan ve nektar olarak bilinen sıvının, gene arıların vücutlarından salgıladıkları bir takım enzimlerle işlemesi sonucu, dayanıklı, yoğun ve yüksek besin değeri içeren gıda maddesine dönüştürülmesi ile elde edilmektedir. Bal arıları vücutlarında barındırdıkları ve bal üretiminde etkili olan salgıyı Ana Arıdan almaktadırlar. Arı, kovana getirdiği balı boş bulduğu peteğe bırakmakta ve tekrar nektar toplamak için kovan dışına çıkmaktadır. Bu durumu diğer arılar da tekrarlamakta ve ait olduğu kovanın çevresindeki 5 km lik alanda bulunan çiçeklere uçmaktadırlar.

Arıların peteklere topladıkları bal, kovan içi hizmet yapan arılar tarafından alınıp kovandaki diğer petekler ve bal üretim havzasında bulunan diğer kovanlara taşınır. Bal üretim havzasındaki peteklere konulan yarı olgunlaşmış bal, arılar tarafından suyu uçurularak olgunlaştırılır. Daha sonra bal konulan petek gözleri, balmumu salgılayan arılar tarafından kapatılır ve hazır hale gelmiş olur.

Bal arılarının aralarındaki iş bölümü ve yardımlaşma sonucu ürettikleri bal ürününün kalitesi ve doğallığı, bal üretim havzasının kurulduğu bölgeye ve doğal bitki örtüsüne bağlıdır.
Bal ülkemizde hangi bölgelerde üretiliyor?
Ülkemizin her bölgesinde bal üretilmektedir. Ancak ağırlıklı olarak tek bir çiçeğe ait ballar (monoflora) belli zamanlarda ve belli bölgelerde üretilmektedir. Örnek olarak, Karadeniz kıyılarında ve yakın bölgelerinde kestane ve orman gülü, Ege bölgesinde çam, Trakya bölgesinde Ayçiçek, Akdeniz bölgesinde narenciye, üçgül, Güneydoğu Anadolu bölgesinde pamuk balları yoğun olarak üretilmektedir. Karışık çiçeklerden elde edilen (poliflora) yayla ballarının ise ülkemizin Orta ve Doğu Anadolu ile Doğu Akdeniz olmak üzere, hemen her bölgesinde üretimi vardır.
Bal çeşitleri nelerdir?

Ballar elde ediliş kaynaklarına göre çiçek balı ve salgı balı olarak, elde ediliş şekillerine göre de petekli bal, süzme bal ve pres balı olarak sınıflandırılabilirler. Balın hammaddesi nektardır ve dünyada üretilen balın büyük bir kısmının nektarı, çiçeklerden gelmektedir. Ancak bir miktar bal da çiçek olmayan kaynaklardan elde edilir. Örneğin salgı balı bu şekilde üretilmektedir. Salgı da yine bitki kaynaklı bir sıvıdır ancak çiçekle ilgisi yoktur. Salgı, bazı bitki emici böceklerin salgıladığı şeker içeren bir sıvıdır. Çam balı, ülkemizin dünyaca ünlü salgı balı çeşididir. Ülkemiz çam balı üretiminde dünya birincisi olup, ihracatta da önemli yer tutmaktadır.

Doğal bal nedir? Doğal balla, doğal olmayan bal arasındaki fark nasıl anlaşılır?

Arılar çiçeklerin özünde bulunan polenleri taşıyarak bal oluşumunu sağlamaktadır. Yapay bal üretiminde ise kullanılan yöntemlerden biride arının çiçek özünden polen taşıması yerine, barınağı olan kovanın önüne şeker, şurup gibi doğal olmayan, çeşitli üretim süreçlerinde işlenmiş maddelerin konmasıdır. Arıların bu maddeleri kovana taşıyıp bal üretim sürecine dahil etmesi ile birlikte doğallıktan uzak bir ürün ortaya çıkmaktadır. Bu şekilde üretim yapan arıcıların şeker şuruplarına aroma ve boya ilavesi ile üretilen ürünler olup, bu durumun etiketlerinde mutlaka belirtilmesi ve  “Yapay bal” ibaresi ile satışa sunmaları gerekmektedir. Bunların yanı sıra bir de doğal ballara çeşitli şeker şurupları, su, nişasta vs. katılarak yapılan hile yöntemleri vardır. Burada amaç ucuz maddeler katarak miktarın artırılmasıdır. Yukarıdaki tüm uygulamalar balda sahteciliğe girmektedir ve doğal bal adı altında satışa sunulamaz. Doğal bal, arıların çiçeklerin özlerinden yani nektarlarından elde ettiği yani direkt ve yalnız doğadan gelen baldır. Balda hile olup olmadığını sadece balın tadından, kokusundan ya da görüntüsünden anlamak mümkün değildir. Tek yöntem balın yapısının analiz edilmesidir. En iyi netice, tüm bal analizlerinin yapılıp, sonuçların, konusunda deneyimli uzman bilim adamları tarafından yorumlanmasıyla elde edilir.

Bal neden kristalleşiyor? Kristalleşmiş balın sağlığa zararı var mıdır?

Balla ilgili merak edilen önemli bir konu, süzme olarak satılan balların bir süre sonra kristalleşmesinin bir problem teşkil edip etmediğidir. Bu durum bazen bala şeker şurubu katılmış olduğu şeklinde yanlış yorumlanır. Ancak bu doğru değildir. Zira şeker şurubu ilave edilmiş ballar çok uzun süre kristalleşmeyebilir, saf ve doğal ballar ise, balın elde edildiği çiçeklerin türüne göre değişmekle beraber, özellikle kış aylarında ve soğukta muhafaza edildiği takdirde birkaç ay gibi kısa bir sürede kristalleşebilmektedir. Bu kesinlikle doğal bir olay olup, balın tüketilmesini önleyici bir problem değildir. Bal kristalleşmiş haliyle de tüketilebileceği gibi, benmari usulü bir ısıtma işlemiyle (sıcak su dolu bir kabın içerinde balın su ile temas etmeyecek şekilde ısıtılması) kristaller çözdürülüp bu şekilde de tüketilebilir. Balda kristalleşme hiçbir şekilde bala yapılmış bir hilenin göstergesi değildir. Kristalleşmiş balın tüketilmesinde, sağlık açısından hiçbir sakınca yoktur. Kristalleşmenin başlıca sebepleri; balın oluşmasında yararlanılan çiçeklerin türü, balın içerdiği hava kabarcıkları, polen ve diğer partiküllerin miktarı, balın depolandığı yerin nem ve sıcaklığı ile ambalaj kaplarının çeşididir. Balın kristalleşmesi tabii bir olaydır ve balın glikoz oranı bakımından doymuş hale gelmesiyle, glikoz moleküllerinin kristal duruma geçmesi olarak tanımlanır. Kristalleşme için en uygun sıcaklık 14°C civarıdır. 10°C'nin altında ve 26,5°C'nin üzerinde kristalleşme yavaşlar. Kristalleşmiş balın tüketilmesinde, sağlık açısından hiçbir sakınca yoktur. Avrupa, Amerika ve Kanada'da balın kontrollü şartlarda kristalleştirilerek "Krem bal" olarak tüketimi çok yaygındır. Tüketici krema kıvamında ve daha az akışkan, daha sürülebilir özelliklere sahip bu ürünü sıvı bala tercih etmektedir.

Petekli balda hile olur mu? Petek bal sağlıklı mıdır?
Petekli ballar da çiçeklerin nektarı yerine, direkt peteğin önüne konmuş şeker şurubundan üretilebilmektedir. Bu durumda bu ürünler bal olarak isimlendirilemez ve hileli bal olarak nitelendirilmektedir. Bal üretiminde, arıların iş gücünü ve nektar kaybını azaltmak için fabrikalarda üretilen petekler, birçok arıcıdan toplanan balmumlarının eritilerek harmanlanması ve makinalarda basılması sonucu elde edilmektedir. Dolayısıyla bu harmanlama sırasında bazı arıcıların hastalıklara karşı kullandıkları ilaç kalıntıları ve pestisitler (zirai ilaçlar), diğer arıcıların petekleri ile karışabilmekte ve balmumlarında yüksek seviyede kalıntı olabilmektedir. Bu şekilde kalıntılı balmumlarından üretilen peteklerin kullanılmasıyla elde edilen, petek balları gıda güvenliği açısından uygun olmamaktadır. Ayrıca temel peteğin yapımı sırasında balmumu içerisine parafin, serezin, reçine ve iç yağı gibi yabancı maddeler katılabilmektedir. Bu şekilde yapılan peteklerden üretilen petek balları da yine gıda güvenliği açısından uygun değildir.

Gerçek bal sahtesinden nasıl ayrılır?
İster petek, ister süzme olsun, gerçek balı sahtesinden ayırmak, uzmanlar için bile son derece zordur. Kıvamına ya da rengine bakarak, koklayarak, hatta tadarak balın gerçeğini sahtesinden ayırt etmek neredeyse olanaksızdır. En doğru, sağlıklı ve emin yol, laboratuvar analizidir. İleri teknoloji ile donatılmış laboratuvarlarda, deneyimli uzmanlarca yapılacak analizler, gerçek balın sahtesinden kuşkuya yer vermeyecek biçimde ayırt edilmesini sağlar. Doğru olan, bu tür analizleri yapabilecek laboratuvar olanaklarına sahip bir markanın balını tercih etmek ve tüketmektir.

Bir balın kaliteli ya da kalitesiz olduğunu nasıl anlayacağım?
Balın tamamen doğal ve sağlıklı olduğu tadından, görüntüsünden ya da kokusundan anlaşılmaz. Balın yapısının incelenmesi yani balın analiz edilmesi gerekmektedir. En iyi netice, tüm bal analizlerinin yapılıp, sonuçların konusunda uzman ve deneyimli kişiler tarafından yorumlanmasıyla elde edilir. Kalite kontrol sistemi ve bal konusunda uzmanlığı olan ve hijyenik şartlarda paketleme yapan marka sahibi paketleyici firmaları tercih etmek bir çözüm olacaktır.

Balların kokusu ve tadı neden farklı olabiliyor?
Balların tat, koku ve renkleri, üretim yerlerine ve elde edildikleri bitkilerin cinsine göre değişebilmektedir. Ayrıca aynı yörede ya da aynı bitkiden elde edilen ballarda bile mevsimsel değişikler olabilmektedir. Balın içerisine giren her çiçeğin nektarının kendisine özgü tat, koku ve rengi vardır. Tüm bu değişkenlikler tamamen doğal bir ürün olan bala yansımaktadır.

Balın kalitesini yöresi, iklimi ve yüksek doğa ortamında üretilmesi etkiler mi?
Balın kalitesi, üretildiği yöre, iklim ve yüksek yayla gibi farklı ortamların değişkenliğiyle ilişkili değildir. Bu faktörler balın yalnızca tadını etkiler. Balın kalitesi, balın doğal ve saf olarak üretilmesi ve hiç bir şekilde katkı ve kalıntı içermemesi ile ilgilidir.

Bala antibiyotik ve diğer kalıntılar nasıl bulaşır?
Arılar da diğer hayvanlar gibi zaman zaman hastalanmaktadır ve bu hastalıklara karşı bilinçsiz kullanılan ilaçlar ve yine arı zararlılarına karşı kullanılan pestisitler, arı ürünlerinde ilaç ve pestisit kalıntılarına sebep olabilmektedir. Bu maddeler kovana direk olarak uygulanabilmekte ya da arıya verilmektedir. Her iki halde de bu uygulamanın yapıldığı kovanlardan elde edilen bal ve diğer arı ürünlerinde, izin verilen yasal limitlerin üzerinde kalıntılar bulunabilmektedir.

Hangi bal daha kalitelidir?
Balların kalitesi, hilesiz ve kalıntısız olmalarıyla ilgilidir. Hilesiz ve hiçbir kalıntı içermeyen ballar kaliteli olarak nitelendirilebilir. Çiçek balı veya çam balı daha kalitelidir şeklindeki bir yaklaşım yanlıştır. Balın tadı, kokusu veya rengine bakarak, kalite kriteri belirlemek doğru değildir. Balın kalitesi yani tamamen doğal ve sağlıklı olup olmadığı, sadece laboratuar analizleri ile tespit edilebilir.

Şeker hastaları bal tüketebilir mi?
Şeker hastalığının farklı türleri olduğundan bu konuda uzman doktora danışılması en sağlıklı yöntemdir.

Balın doğal ve sağlıklı (katkısız, kalıntısız) olduğu nasıl anlaşılır? Tüketicilerin balın tadından ya da görüntüsünden bunu anlaması mümkün müdür?
Balda hile ya da kalıntı olup olmadığını, sadece balın tadından, kokusundan ya da görüntüsünden anlamak mümkün değildir. Tek yöntem balın yapısının analiz edilmesidir. En iyi netice, tüm bal analizlerinin yapılıp, sonuçların konusunda deneyimli uzman bilim adamları tarafından yorumlanmasıyla elde edilir.

Balın besleyici özellikleri nelerdir? Besin değeri yüksek bir gıda maddesi midir?
Balın besleyici faydaları yüzyıllardır bilinmektedir. Bal, vitamin, mineral, aminoasit ve enzimler gibi pek çok yaşamsal faktörleri içermektedir. Bal temel karbonhidratların kaynağıdır. Bal, bir yemek kaşığında 64 cal enerji sağlayarak kaslar için yakıt görevi yapmaktadır. Amerika'daki Memphis Üniversitesinin Ekzersiz ve Spor Beslenme Laboratuarı egzersiz öncesi, sindirim için balın en efektif karbonhidrat olduğunu tespit etmiştir. Kan şekerine diğer karbonhidrat kaynaklarına nazaran daha ılımlı etkisi olduğu gözlenmiştir. Bal, niasin, riboflavin ve pantotenik asit gibi vitaminler, kalsiyum, bakır, demir, magnezyum, manganez, fosfor, potasyum ve çinko gibi mineraller içermektedir. Bal diğer besinlerin vücutta daha kolay sindirilip, daha iyi emilmelerini ve onlardan yararlanma düzeyini de yükseltir. Bu nedenle özellikle hastalık durumunda bal tüketimi vücudun çabuk toparlanmasına yardımcı olur. Balda yağ bulunmadığından, az ya da hiç yağ içermeyen diyetlerde kullanımı son derece uygundur.
Balın faydaları nelerdir?
Balın faydalarının başında antimikrobiyal ve antifungal özelliği gelmektedir. Balın bu özelliği, 1930'larda bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Balın antimikrobiyal ve antifungal etkisi sayesinde yaraların iyileşmesine, bakteri ve mantar gelişiminin önlenmesine katkı sağladığı çeşitli çalışmalar ile gösterilmiştir. Balın bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği ve özellikle son yıllarda çok popüler bir konu olan antioksidan aktivitesi gösteren maddeler içerdiği de bilinmektedir. Bal yapısındaki askorbikasit, flavonoidler ve diğer fenolik maddeler nedeniyle antioksidatif etkiye sahiptir. Balın yapısındaki enzimler nedeniyle antiseptik özellik taşıdığı gözlenmiştir. Yapılan araştırmalarda balın, mideyi kaplayarak spazmları rahatlattığı ve gastrointestinal sistem üzerinde düzenleyici etki gösterdiği belirtilmiştir. Cilt üzerindeki olumlu etkilerinden dolayı pek çok kozmetik ürünün içeriğine de girmiştir. Yapılan bilimsel çalışmalar balın yara iyileşmesinde olumlu etkisinin olduğunu göstermiştir.

Bal, çayda tatlandırıcı olarak kullanılabilir mi?
Balın içerisindeki şekerlerin büyük kısmı, vücudumuzda parçalanmaya ihtiyaç olmadan direkt kullanılabilecek glikoz ve früktozdan ibarettir. Oysa günlük hayatımızda çay, kahve gibi içeceklerle ve tatlılarla çok fazla beyaz sofra şekeri yani sakaroz (glikoz+fruktoz) tüketiriz. Sakarozun vücutta sindirilebilmesi için enzimlerle glikoz ve fruktoza indirgenmesi gerekmektedir. Bu işlem özellikle sakarozun aşırı tüketiminde vücudumuzda zararlı etkileri olan, böbrek ve karaciğeri yoran bir işlemdir. Uzun vadede kalp damar hastalıkları ve aşırı kilo alımı gibi problemlere neden olabilir. Balın ise kolay sindirilebilmesinden ve yapısında şekerlerden başka pek çok doğal faydalı madde bulunmasından ötürü böyle olumsuz etkileri yoktur. Bu anlamda günlük yaşamda çay vb. içeceklerle bal kullanarak sakaroz tüketimini azaltmanın uzun vadede olumlu etkileri olacağı söylenebilir. Ayrıca son yıllarda yapılan çalışmalar çaya bal katıldığında, çayın antioksidan kapasitesinin ortalama olarak yüzde 50 oranında artığını göstermektedir.

Balı kahvaltı dışında nasıl kullanabiliriz? Farklı kullanım alanları nelerdir?
Bal, mutfakta, özellikle tatlılarda şekerin yerine daha sağlıklı ve doğal, ayrıca vitamin ve mineral açısından daha zengin bir alternatif olarak kullanılabilir. İkame ederken bütün şeker çıkarılmaz yarı yarıya bal ile değiştirilir. Bal ayrıca barbekü soslarında ve çeşitli etlerin kızartılması ya da kızartılmış etlere sos yapımında da kullanılabilir. Burada amaç ısı ile esmerleşen balın tadının ete geçmesini sağlamaktır. Salata soslarında sos içeriğindeki maddelerin acılığını bastırmak ve kendine has aromasını vermesi için kullanılır. Her türlü zeytinyağlı yemeğe ve fırın etlerine 1 kaşık kadar tat vermesi için katılabilir. Ayrıca meyve suyu, çay, süt gibi sık tükettiğimiz içeceklerde tatlandırmak amacı ile şeker yerine yine vitamin, mineral açısından daha zengin, sindirimi daha kolay ve doğal olan bal kullanılabilir. Fırınlanmış ürünlerde bal, daha süngerimsi yumuşak bir yapı sağlarken, ürünün kurumasını geciktirir ve raf ömrünü uzatır.

Bal alırken nelere dikkat etmeliyiz?
Markalı Bal Alın; Balın kalitesini tadarak ya da başka herhangi bir duyusal özelliğinden anlamak mümkün değildir. Açıkta satılan ballarda, riski tüketici, markalı ballarda ise riski ambalajlayan firma taşır.
Süzme Bal Alın; Her ne kadar petekli ballarda hile yapılmayacağı yolunda bir inanış varsa da bu ballar da arıya şeker yedirilmek suretiyle imal edilebilmektedir. Ayrıca arıcılıkta kullanılan ilaç uygulamalarının pek çoğu direk petekler üzerine olmaktadır. Dolayısıyla petekli balda kalıntı riski yüksektir.
Markayı Sorgulayın; Aldığınız balın markasını yıllar içerisinde kanıtlamış, güvenilir bir marka olmasına, üründe parti numarası, dolum tarihi, son kullanma tarihi, firma adı adresi, telefonu gibi ürün ve firma kimliğini açıkça belli eden ibarelerin bulunmasına ve kapakta garanti bandı olmasına dikkat ediniz. Tüm bunlara ilave olarak markayı üreten firmanın, kalite kontrol sistemini ve bal konusunda uzman, deneyimli kadroya sahip olup olmadığını hijyen, şartlarda üretim yapıp yapmadığını sorgulayınız.
Etiketi İyi İnceleyin; Doğal Bal sadece Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği'ne uygun olarak satışa sunulabilir. Ancak bal olmadığı halde isminde bal geçen bazı ürünler "Bal Aromalı Şurup" adı altında satışa sunulabilmektedir ve bu durum etiketlerinde kolayca okunacak formatta belirtilmemektedir. Bu ürünleri bal zannederek almamak için, aldığınız ürünün etiketini iyice okuyunuz.

Günlük ne kadar bal yemeliyim? İdeal bir ölçü var mıdır?
Balın sağlık üzerine etkilerinden bahsedebilmek için yetişkinlerin günlük 6-10 tatlı kaşığı bal tüketmeleri gereklidir. Bu miktar yaklaşık olarak 50-80 gr.’a denk gelmektedir.
Çocukların ise kilo başına ortalama 1 gr. bal tüketmesi uygundur. Örneğin 20 kg. bir çocuğun günde 20 gr., yani yaklaşık 3 tatlı kaşığı bal tüketmesi gerekir.
Bu şekilde bal tüketiminin alışkanlık haline getirilmesi ile birkaç ay sonunda balın yararları görülmeye başlar.

Arı sütü, polen, propolis nedir? Özellikleri nelerdir?
Arı sütü genç işçi arıların (bakıcı arılar), genç larvaları ve kraliçe arıyı beslemek için salgıladıkları bir sıvıdır. Kovan içinde salgılandığı anda kullanılır ve depolanmaz. Arı sütünde B1, B2, B3, B5, B6, ve folik asit gibi önemli vitaminler ve potasyum, kalsiyum, magnezyum, çinko, demir ve bakır gibi önemli minareller bulunmaktadır. Arı sütünden bu üstün özellikleri nedeniyle, insan gıdası olarak çeşitli şekillerde yararlanılmaktadır. Ayrıca, arı sütü kuvvet ve enerji verici, organizmayı yenileyici ve zindeleştirici bir etkiye sahiptir. Kozmetik ürünlerin içeriğinde de kullanılmaktadır.
Polen arılar tarafından çiçeklerden toplanır, protein, vitamin ve bazı eser elementleri içerir ve arının arka ayaklarındaki polen sepetçiğine yüklü olarak kovana taşınır.
Propolis; dezenfeksiyon (örn. kovan dışına atılamayan zararlıların mumyalanması ile bakteriler ve virüslerden korunma ), izolâsyon, korunma (örn. uçuş deliğinin daraltılması ve hava cereyanından korunmak için kovandaki çatlakların kapatılması) ve peteklerin güçlendirilmesi için belli bitkilerin ve ağaçların tomurcuklarından, yapraklarından, dallarından vb. kısımlarından tarlacı işçi arılar tarafından toplanır. Propolis reçinemsi, açık kahveringinden, koyu kahverengine kadar değişen renklerde olup flavonoidler ve fenolik maddeler bakımından zengin bir üründür. Propolisin bileşiminde polifenoller, aromatik asitler, amino asitler, şeker, vitamin ve mineral maddeler bulunur.

www.ekinemekgida.com

1 yorum:

  1. Bloğunuzdaki başarılı paylaşımınızdan dolayı teşekkür ederiz,yayın hayatınızda packard bell destek firması olarak başarılar dileriz.

    YanıtlaSil